The mind is its own place and in itself, can make a Heaven of Hell, a Hell of Heaven.
Paradise Lost, John Milton

14 Mart 2010 Pazar

MÜZİK, DANS, KOSTÜM, DEKOR

Bir müzikalleri seven insanlar vardır. Bir de sevmeyenler. İşte bu yönüyle diğer bütün gösteri sanatlarından ayrılır bence müzikal. Mesela tiyatroyu genel olarak çok seven ama sevmediği oyunlar da olan insanlar vardır ve aynı şekilde tiyatroyu sevmeyen ama kazara izlediği bazı oyunları beğenenler de. Ben şarap sevmem mesela ama bazı şaraplar gerçekten çok lezzetlidir. Bunlar bir yana, bana göre, müzikaller konusunda insanlar siyah ya da beyazdır, gri yoktur. Müzikalleri seven insanlar için kötü müzikal yoktur, sevmeyen birini ise müzikale yalvarsanız götüremezseniz.
Geçtiğimiz bir hafta içinde iki tane müzikal izleme şansı yakaladım; biri sinemada, diğeri canlı olarak. Birincisi 1982 Broadway müzikalinin sinemaya aktarımı olan ve İtalyan film yönetmeni Guido Contini’nin hayatının, verimsiz denebilecek bir dönemini konu alan “Nine”. İzlediğim bütün müzikalleri beğendiğim için bu konuda pek bilirkişi sayılmam aslında. Ama bu en favorilerimden biri oldu ve “Notre Dame de Paris” ile “Phantom of the Opera”nın yanında yerini aldı. Filmde Fergie’nin söylediği “Be Italian” şarkısındaki tef dansı ise bence efsane bir dans sahnesi olmaya aday.
Bu hafta izlediğim ikinci müzikal ise “Red Hot Broadway”. Amerikalı bir grup sanatçı ünlü müzikallerin ünlü parçalarını bir araya getirerek bir gösteri oluşturmuşlar. Bu müzikallerin arasında Grease, Chicago, Mamma Mia, Cats, Les Miserables, My Fair Lady, Cabaret, Evita ve daha birçoğu vardı. Danslar, kostümler gerçekten çok güzeldi ama ben bu gösteriye “müzikal” dediğimde bir yanlışlık hissediyorum. Gösteriyi arkadaşım Tuğba ayarladı. Ben, Res, Tuğba, Tuğçe ve erkek arkadaşı Tuna olarak gittik. Tuğba ve Tuğçe bölümden arkadaşlarım, gerçi şimdi ikisi de mezun. Gösteri araya girdiğinde Tuğçe, “Bir şey eksik ama ne?” dedi. Açıkçası aynı fikir benim aklımda da vardı. Düşündüm ve buldum; bence eksik olan şey “konu”ydu. Bu kadar değişik müzikalleri bir araya getirince tabi bu gösteri müzikal havasından çıkıp bir dans gösterisi olmuş; bu nedenle ona dans gösterisi olarak bakmak lazım ve onu böyle beğenmek daha kolay. Gösteriye bir eleştirim daha olacak, o da şu ki çoğu müzikalin bana göre en güzel olan şarkılarını çalmadılar. Grease’in “Summer Nights”ı, Mamma Mia’nın “Mamma Mia”sı, Chicago’nun “Cell Block Tango”su yoktu. Ama tabi bir yandan da herkesin beğendikleri farklıdır ve herkesi memnun etmek mümkün değil diye düşünüyorum. Bu arada bahsetmezsem haksızlık olur Cats’deki dans sahnesi ve Chicago’daki “All that jazz” bence gösterinin en etkileyici kısımlarıydı. İki eseri de izlediğim için çok memnunum. Dedim ya, müzikal (ister başlı başına bir müzikal olsun, ister müzikal parçaları olsun) izleyip mutlu olmamam mümkün değil zaten. Bu yüzden herhalde “Ben müzikal sevmem.” diyen insanları hiç anlayamayacağım. Müzikaller insanların mutlu oldukları yerlerdir, dram dolu hikâyeler bile dansla ve müzikle karışınca daha güzel olur. Kostümler etkileyicidir. Dekor özeldir. Müzikaller güzeldir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder