The mind is its own place and in itself, can make a Heaven of Hell, a Hell of Heaven.
Paradise Lost, John Milton

16 Eylül 2010 Perşembe

GÜN 11

Yarın cuma!! Normalde cumaları en yoğun olduğum gün ama bu hafta lab yok. Fabrika gezisi var öğrenciler için. Bunu öğrendiğimde hemen yanaştım Jason’a ve “ben gelmeseemm olur muuu, seminer var ona katılıcaam, aslinda isterdim amaa, bıkbıkbııık…” dedim. O da dedi ki tamam gelme. Olley, bu arada gerçekten bir seminer var yarın. Yani zaten her Cuma olan seminer dersimin yanı sıra, bir de “teaching assistant training”im var. Bu tarz bir düzine semine katıldım zaten geldiğimden beri. Genelde asistan olarak nasıl not vermeliyiz öğrencilere, nasıl davranmalıyız gibi konular işleniyor. Ben de bu seminerlerin hepsine gitmeye çalışıyorum çünkü gerçekten, bir gün, iyi bir hoca olmak istiyorum. Öğretmeyi sevmek yetmiyor, öğretebiliyor olmak da lazım.
Yani sonuç olarak yarın iki seminere katılıcam, onun dışında boşum. :) Akşam Emine’lere gideceğiz. Bize kısır yapacakmış!! Ay şimdiden çok heyecanlıyım, kısır ya! Bu arada aslında kısır yapmak çok kolay ben de yapiyim yakında.
Dün kereviz yemeği yaptım kendime. Ama kerevizin kendisinden değil, sapından. İtiraf ediyorum, pırasa sanarak almıştım. :) Ama baya lezzetli oldu ya. Soğan, domates, sarımsak, limon, kereviz koydum. Yarım saat pişirdim. Elime de sağlık.
Bu arada Res gececi olunca her gün uzun uzun konuşuyoruz, gerçekten çok mutluyum bu durumdan ötürü. :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder