The mind is its own place and in itself, can make a Heaven of Hell, a Hell of Heaven.
Paradise Lost, John Milton

21 Eylül 2010 Salı

GÜN 16

Bugün dünyada şu ana kadar gördüğüm en güzel yaratık karşıma çıktı. Ama baştan anlatiyim.
Günüm baya sıradan bir gündü, derslere girdim, öğren dördümüz Mediterranean’a gittik, sonra yine dersler, ödevler vs. Ama bugün ders çıkışında Mügeyle Fusion diye bir ders var pilates, yoga karışımı oraya gittik. Güzeldi ama yine pestilimiz çıktı. Aslında her hafta gidebilsek biraz alışıcaz ama maalesef bazı haftalar, mesela geçen hafta, çok yoğun oluyoruz. Neyse fusion’dan çıktık, bisikletlerimizle, bisiklet yolundan eve dönüyorduk. Bu yolu da biraz tarif ediyim. Gidiş geliş, 2 şerit bir araba yolu yanında 2 bisiklet yan yana sığabilecek karar gidiş geliş bir bisiklet yolu. Diğer tarafında da orman var. Ama orman derken öyle iki ağaç bir bahçe değil baya orman. Neyse, bugün bisikletleri sürerken bir baktım yolun ilerisinde iki GEYİK YAVRUSU!!! Bisiklet yolunda duruyorlardı, sonra araba yolundan karşıya geçtiler ve Administrative Services binasına doğru ilerlediler. Herhalde maaş çeklerini alacaklar. Ama o seke seke yürüyüşleri, çitlerin üzerinden filan sıçrayışları.. Ya ne kadar güzel ve zarif olduklarını anlatamam. Heyecandan bisikletten düşecektim. Ah Bambi ah hepsi senin yüzünden..
Ama daha sonra bunun antitezi gibi, akşam evde iki tane kocaman böcek gördüm. :( Biri hamam böceğiydi ve inanın bana o güzel olandı. Hamam böceğini hemen öldürdüm spreyimle. İkinci böceği hemen koltuğumun yanında gördüm, sprey sıkınca içeri kaçtı. Ama sonra koltuğu çektim arkada bir böcek ölüsü vardı. O mu değil mi emin olamadım ama o olduğunu umut ediyorum. Ya görmeyip görmeyip aynı akşam iki böcek görmek nedir. Keşke Res burada olsa yaa!!! Ya da Gaye!!! Onlar benim böcek kahramanlarım. İnanılmaz bir cesaretleri var gerçekten hayranım. Eskiden evde kalırken ben ne zaman bir böcek görsem çığlık atıyordum, Gaye de elinde terliğiyle hemen odama! Canlarım ya.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder